Ebeveynler ve öğretmenler genelde çocukların zorlanmamasını sağlamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Sanırım burada bir hata yapıyoruz. Araştırmalar, mücadelenin uzmanlık için kesinlikle önemli olduğunu ve dünyadaki en yüksek başarıya ulaşan insanların en çok mücadele eden insanlar olduğunu gösteriyor . Zaten bir kişiye başarısından ve bu duygunun güzelliğinden bahsetseniz, size ilk önce ne kadar zor olduğuyla ilgili şeyler söyleyecektir. Bu konuda hep ilkokuldaki yaşlı matematik öğretmenim aklıma gelir, dersin yarısını çaba ve çapanın farklılığına dikkat çekmek için harcardı.
Sinirbilimciler, kişisel hataların beynin gelişmesi için faydalı olduğunu söylüyorlar ve eğer mücadele etmiyorsak öğrenmiyoruz. Mücadele sadece beyin için değil ,aynı zamanda mücadelenin değerini bilen insanlar öğrenme potansiyellerini de artırır.
Uluslararası bir matematik araştırması, Japonya’daki öğretmenlerin, dersin yüzde 44’ünde öğrencilerin mücadele etmesini sağladığını buldu. Bunun yerine biz ne yapıyoruz? Öğrencilere zorlanmadan kurtulmalarına yardımcı olarak çözüme yönelik adımlar atıp çözümü gösteriyoruz. Kültürel olarak kendimizi kötü hissetmek, acele etmek ve yardım etmek için eğitildik, bu muhtemelen yapmamız gereken en son şey.
Her şeyi bilme isteğinden vazgeçtiğimizde, daha az bildiğimizi kabullenip ve kesin yargılardan kurtulduğumuzda, beklenmedik şeyler oluyor.
Bu yaz, yaz okulunda çalışırken bir öğrenci dikkatimi çekti. Söylediği şeyler her zaman doğru değildi, ama kendisiyle barışıktı ve düşüncesini tartışarak daha iyi anlamaya çalışıyordu. Gruptaki bir öğrenci ise onu başarısız olarak nitelendirdi, ancak o gruptaki öğrencilerin çoğundan kendini daha fazla geliştirdi.
Bilgiyi aktarmanın kötü olduğunu iddia etmiyorum. Demek istediğim bilginin, keşfetmekten ve merak anlayışından daha az önemli olduğu. Hata yapmayı kabullenmeden ve mücadele etmeden yaratıcı hiçbir şey elde edemeyiz. Sınırsız bir perspektifi benimsediğimizde, farklı işlere ve konuşmalara hata yapmayı kabullenerek girdiğimizde, başkalarından öğrenmeye istekli ve problemlere esnek bir yaklaşımla yaklaştığımızda, öğrenme sonucu çıktılarda ve yaşamımızda iyileşme olur.
Milyonlarca öğrenci her yıl eğitim öğrenim hayatına heyecanlı bir şekilde başlar, ancak bir problemi çözerken ya da bir problemi görür görmez, kendilerinden şüphe etmeye ve zihinsel olarak kapanmaya başlarlar. Bu, onlar için daha az verimli bir öğrenme yolunu başlatır. Bunun yerine, mücadele için harcanan zamanına değer vermeli ve beynin zorlandığında daha uyanık, daha çevik ve daha güçlü olduğunu unutmamalıyız. Önemli olan varmak değil, yolda olmaktır.