Posts by Emin Altun

En iyi Kahve Markası Hangisi? [Nespresso Pixie]

Reading Time: < 1 minute

Piyasada kapsül kahve ile çalışan birçok markanın birçok kahve makinesi bulunuyor. Nespresso’nun bile aynı isimde farklı espresso kahve makineleri bulunuyor. Bu da Nespresso’nun farklı markalarla anlaşması bulunmasından kaynaklanıyor. Ben Delonghi’nin ürettiği Nespresso Pixie kahve makinesini kullanıyorum. Peki, en iyi kahve markası hangisi ve Nespresso Pixie kahve makinesi nasıl? Nespresso Pixie kahve makinesinde kullanmak için en iyi kahve markası hangisi olduğunu görmek için test yaptım.

Denediğim kapsül kahve markaları: Lavazza, Bialetti, Ja!, Goppion, Segafredo Zanetti, Hag, Bristot, Pellini, L’or, Jacobs, Illy, Pop, Carraso, Kimbo, Best Espresso, Despar Premium, Sir Winston.

Not: Bu YouTube videosu Venedik, İtalya’da çekilmiştir.

Telefon Konum Takibi Düşündüğümüzden Daha Kötü [Gizlilik]

Reading Time: < 1 minute

Bir akıllı telefona sahipseniz, bir uygulamayı yüklediğinizde muhtemelen uygulamanın istediği çoğu erişime izin veriyorsunuzdur. Özellikle gizlilik hususunda telefon konum takibine! Böylelikle, neredeyse her hareketiniz izlenebilir ve bilgileriniz neredeyse hiçbir yasal gözetim olmadan bir avuç özel şirkete gönderilebilir.

New York Times opinion desk’in araştırmasında gazeteciler, bir şirketin mağazalarındaki konum bilgisini içeren data setinin sadece küçük bir dilimine eriştiler.

Bir kadın kullanıcının Mart ayındaki hareketleri. Uydu görüntüleri: Microsoft ve DigitalGlobe.

Araştırma, bunun gibi şirketlerin ortalama kişi hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğunu ve bir şeyi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor: Verilerimizi koruduğunu veya anonimleştirdiğini iddia eden herhangi bir şirket ya yalan söylüyor ya da kasten yanıltıcı.

Dijital Güvenlik ve Gizlilik İhlali

NYT’nin eriştiği sızan telefon izleme verileri, 2016 ve 2017’de birkaç ay boyunca 12 milyon Amerikalının tam yerini temsil eden 50 milyar veri noktası içeriyor.

Konum Verisi Sektöründe Çalışan Çeşitli Şirketler

Verileri kullanarak, ilgili şirketler üst düzey hükümet yetkililerini, ünlüleri, gazetecileri ve hatta rakip bir şirketteki bir mühendisi izleyip tanımlayabildiler. Bu bilgiler ise muhtemelen tüm verinin veya bir şirkete satlan verinin sadece küçük bir dilimi.

New York Times’ın yayınladığı rapora göz atarsanız Pentagon, Beyaz Saray, Trump’ın Palm Beach resort, Central Park gibi yerlerin konum sinyallerinin paylaşıldığı haritalara da ulaşabilirsiniz. Amerikan gazetesinin bu rapora nasıl eriştiği ve neden paylaştığı hakkında bir açıklama eklenmemiş olsa da büyük resmi görmek için yeterli bir kaynak.

Teknoloji üretmeyen ve dışardan satın alan ülkeler için bu durumu siz hayal edin.

Venedik’te Son 53 Yılın En Yüksek Su Yükselmesi

Reading Time: 3 minutes

Venedik‘te her su yükselmesi (İngilizcesi: High tide, İtalyancası: Acqua Alta) öncesi, tahmin edilen yükselmeye göre şehrin her yerinden duyulabilecek şekilde sirenle ikaz edilir. Dün yani 12 Kasım 2019 tarihinde, gece 11 saat sularında beklenen 170 cm su yükselmesi öncesi en az 4 kez alarm verildi. Bu şu anlama geliyor: Acil alarm, su seviyesi 140 cm’den fazla yükselecek doğal felaket meydana gelebilir.

Meteorolojinin 170 cm tahmin etmesine karşın henüz su yükselmesinin en yoğun olacağı saate 15 dk kala penceremizin önünde su çoktan belirmişti. Bu noktadan sonra, valizimizi toparlamamız ve eşyaları olabildiğince en yüksele kaldırmamız birkaç dakika aldı.

Aynı zamanda dışarıda ise neredeyse pencerelerimizi sökecek bir fırtına vardı. Venedik adasının güney cephesinde yer alan Giudecca adasında kalmamız dolayısıyla açık denizden gelen ilk rüzgar ve fırtınayı neredeyse bizim odanın penceresi karşılıyordu. Hatta bir ara hemen sağımızda kalan köprünün altına toplu taşımada kullanılan vapurlardan birisi sıkıştı. Normalde küçük kanallara sadece küçük motorlar girebiliyor. Neyse ki biz başımıza bir şey gelmeden kıl payı yırttık, fakat şehirde 2 kişi hayatını kaybetti ve birçok yer zarar gördü.

1966’da yaşanan 194 cm yükselmeden sonra tarihinde ikinci en yüksek su yükselmesini yaşayan Venedik, 187 cm ile şehrin %89’u su altında kaldı. Yaşadığım yer yani Giudecca adasının yüksekliği 110 cm, yani 190 cm su yükselmesiyle su dizimin üstündeydi.

Yağmurdan dolayı mı meydana geldi? Venedik sular altında mı kalacak?

Su yükselmesi olayından bahsettiğimde, insanların aklına genelde ilk çok fazla yağmur yağması geliyor. İlk başta ne kadar mantıklı gibi görünse de aslında asıl nedeni bu değil. Birden fazla etkenin tetiklemesinden dolayı denizde gelgitlere neden oluyor ve su yükselmesi meydana geliyor. Bu etkenler Ay’ın hareketleri, rüzgar ve jeofiziksel hareketlerden oluşuyor. “Acqua Alta” ya da “high water” genellikle sonbahar ve ilkbahar mevsimleri arasında gerçekleşiyor. Farkettiğiniz gibi en çok kış aylarında olmuyor.

Dünyanın farklı yerlerinde de meydana gelen su yükselmesi olayı ekstrem bir olay değil, günlük hayatın bir parçası. Nasıl bir kişi dışarı çıkmadan hava durumunu kontrol ediyorsa, Venedik‘te yaşayan bir kişi ayrıca bu durumu kontrol ediyor. Diyelim ki saat 10’da bir yükselme meydana gelecek, herkes botlarını alıyor, belediye yerden yüksek yürüme platformlarını kuruyor ve iş yerleri önlemlerini alıyor. Öğle vakti olduğunda ise sokaklarda bir şey kalmıyor.

Her haber sitesinin mutlaka yazdığı bir konu var “VENEDİK 100 YIL İÇİNDE SU ALTINDA KALACAK”. Şu haberi bir ben bir de kadim youtuber’ımız Onur Gürler yazmadı. Evet zaman geçtikçe küresel ısınmayla su seviyesi yükseliyor, fakat bu iddia biraz aldatmaca. Bunu söyleyen bilimadamları da bundan emin değil ve bu durumun meydana gelmesinde birden fazla faktör etkili. Diyelim ki bu tahmin gerçekleşti, İtalyan devletinin buna karşın bir çözümü olacaktır. Bunlardan birisi de hareket edebilen deniz altı bariyerleri olan “Moses“, lakin Venedik lagünün ekosistemini değiştireceği için bu proje askıda bekletiliyor.

Buradan çıkarmamız gereken ders nedir?

Banksy, 2009.
  1. Çevre aktivisti Greta Thunberg‘in dediği gibi insanoğlu basitçe emelleri yüzünden doğayı katlediyor, iklim değişikliğini olumsuz yönde hızlandırıyor.
  2. Meydana gelen doğal felaket sonucu panik yapmadan soğuk kanlı bir şekilde her şey çözülmeye çalışıldı. Sosyal medyada politik bir şekilde belediyeye karşı bir eylem olmadı.

Çalışmalarınızı Hızlandıracak 7 Ücretsiz Google Docs Eklentisi

Reading Time: 4 minutes

Google Dokümanlar kullanıyorsanız, büyük ihtimalle nedeni basitliğinden dolayıdır. Microsoft Word ve birçok profesyonel program dururken yerine Google’ın hafif alternatifini seçtiniz. Gerçek şu ki, içlerinden birisini seçmek zorunda değilsiniz. Minimalist kurulumlarıyla hayatınızı biraz daha kolaylaştırmak için Google Docs ‘a bazı eklentiler ekleyebilirsiniz.

Bu tam olarak Google’ın Dokümanlar ekosistemi için tasarlandığı bir nimettir. Eklentileri kolaylıkla kurabilecek ve zamanınızdan tasarruf edeceksiniz. Bu Docs eklentileri size zaman kazandıracak, çalışma ortamınızı iyileştirecek ve daha başarılı olmanıza sağlayacak potansiyele sahip.

1. Belgeniz bir yıldız gibi parlasın

Bir belgeye metin kopyalayıp yapıştırın ya da başka bir belgeyi içe aktarın ve ardından kendinizi çılgınca biçimlendirken mi buluyorsunuz? İstenmeyen linklerden, fazladan boşluklara ve satır sonu problemine kadar, dağınık metni temizlemek büyük bir kabus olabiliyor. Dokümanlar’ın Clear Formatting özelliği, temel şeylerin ötesinde bir şey yapmıyor.

İşte burada devreye Text Cleaner giriyor. Bu eklenti, korkunç bağlantıları, boşlukları ve paragrafları dahil olmak üzere her türlü rahatsız edici şeyi tek tıklamayla kaldırıyor. Hatta stilinize uygun olarak alıntılarınızın hepsini tek tıklamayla çekici hale getirebiliyor.

2. Kelimenin eş anlamlısını saniyeler içinde bulun

Kelimenin eş anlamısını bulmanız gerektiğinde, yeni bir sekme açma ve arama yapma zorunluluğundan kurtulun. Bunun yerine, eş anlamlıları doğrudan Google Docs üzerinden yazınıza getirin .

OneLook Eş Anlamlılar, aktif çalışma sayfanızdan ayırmadan kelimenin eşanlamlılarını aramanıza olanak sağlar. Eklentiyi ateşleyin ve belgeden ayrılmadan istediğiniz sözcüğü vurgulayın.

3. Belgenizi grafiklerle süsleyin

Bir fotoğraf bin kelimeye değer, iyi bir grafik ise en az bir milyon değerinde olmalıdır. Bu yüzden kendinizi Google Dokümanlar’ın taş devri grafikleriyle sınırlandırmayın ve Lucidchart Diagram’ı eklentisini tarayıcınıza ekleyin. Eklenti, Docs ‘ın grafik oluşturma özelliğinin kat ve kat üstündedir; akış grafiği, Venn diyagramı ve hayal edilebileceğiniz hemen hemen her şeyi oluşturup basitçe belgenize eklemenizi sağlar.

4. Önemli yerleri vurgulayın

Kendinizi metnin neredeyse hepsini altını çizerek buluyorsanız, bu sonraki araç sizin için. Highlight Tool, her bir renge özel belirli bir konuyu atayıp, tek tıklamayla aynı renkteki tüm altı çizilmiş kısımlar ulaşmanız mümkün. Farklı vurgu türlerini, farklı türdeki düzeltmeleri, ihtiyaç duyabileceğiniz herhangi şeyleri veya farklı amaçlar için kullanabilirsiniz.

Eklenti ayrıca, tüm metninizdeki aynı renkle vurgulanmış kısımları toplama ve daha sonra geçerli belgenizin içinde veya yeni bir belgede düzenlenmiş bir tabloya çevirme imkanı da sunar. Başka birinin vurguladığınız yerleri görmesini ve düzenlemesini istiyorsanız, yazılım ayarları dışa aktarmanın ve içe aktarmanın kolay bir yolunu sunar.

5. Belge içinde taranabilir kodlar oluşturun

Her türlü özel taranabilir kodun (QR) Dokümanlar içinden oluşturulabileceğini biliyor muydunuz? Barcode & QR Code Generator for Docs eklentisi bunu fazlasıyla gerçekleştiriyor.

Eklenti, kodunuzun tüm özelliklerini (boyut ve renk dahil) özelleştirebileceğiniz bir panel koyar. Böylece, kodu belgenizde yazdırmaya veya paylaşmaya hazır hale birkaç adımda gelebilirsiniz.

Barcode ve QR Code Generator eklentisi, 20 ücretsiz kod yaratma kredisi ile geliyor. Bundan daha fazla kod oluşturmak istiyorsanız, yılda 8 dolar veya sınırsız ömür boyu kullanım için bir kerelik 14 $ ödeme yapmanız gerekir.

6. Temiz bir şekilde kodlama yapın

Günümüzde pek çok iş, CSS, HTML veya farklı bir dilde kodla çalışmayı gerektirir; ancak Google Dokümanlar, kod dostu biçimlendirme için tam olarak ideal bir yer değildir.

Code Blocks adlı bir eklenti ile rahatlıkla kodlama yapabiliyorsunuz. Bu eklenti, herhangi bir belgeyi diline uygun vurgulama ve seçtiğiniz renk temasıyla birlikte yerel bir kod dosyasına dönüştürür. Bu şekilde, paylaşmak için bir belgeye bir yığın kod eklemeniz gerektiğinde, karışık, deşifre edilmesi zor gibi görünmesini engelleyebilirsiniz.

7. Docs üzerinden belgenizi imzalayın

Sonuncusu ama en önemlisi, DocuSign Google Docs eklentisi ile bir belgeyi imzalayın. DocuSign uygulamasıyla belgeye hem imza ekleyebiliyorsunuz hem de karşı taraftan imza isteyebiliyorsunuz.

İmzalayan sizseniz, DocuSign imzanızı veya diğer gerekli tüm bilgileri belgeye eklemenizi sağlayacak. Bu kısımda imzanızı bir kere alır ve diğer işlemlerde aynısını kullanır. Karşı taraftan imza isterken ise imza atılması gereken yeri belirterek eklenti aracılıyla gönderiyorsanız. Karşı taraf tamamladığında ise DocuSign size bildirim gönderiyor.

DocuSign, belgeleri imzalamak için tamamen ücretsiz bir eklentidir. İmza istemek içinse birkaç kez ücretsiz kullanma hakkınız var ancak daha sonra ücretli bir plana satın almanızı isteyecek. Bir kişi için aylık 10 ABD Doları veya işletmeler için aylık kullanıcı başına 25 ABD Doları ile başlıyor.

Modern Güvenlik Problemi Yeni Bir Terörizm Doğuruyor: Data Terörizmi

Reading Time: 2 minutes

Özgürlük olmadan güvenlik olabilir, ama güvende olmadan özgür olunmaz. Yeni bir rapora göre, genel olarak kendimizi özgür hissettiğimiz sosyal medyanın çok da özgür olmadığını ortaya çıkardı. Bunun yerine, seçimlerde manipülasyon olarak ve devlet için fişleme olarak kötüye kullanılıyor. Hemen bu noktada, uzun zamandır düşündüğüm “data terörizmi” kavramım aklıma geliyor. 2019 İnternette Özgürlük raporu da bu büyüyen yangının altını çiziyor.

Seçimlere müdahale çabaları büyük bir endişe yaratırken, düşünce özgürlüğünün gözetimi aynı derecede rahatsız edici. Rapora göre, 65 ülkeden 40’ı (yaklaşık yüzde 62’si) ileri sosyal medya izleme programları kullanmaya başladılar

İnternet özgürlüğü açısından Çin, en az özgür ülke olarak gösteriliyor. Rusya ve Mısır da “özgür değil” olarak gözüküyor. Toplamda, “İnternet kullanıcılarının %89’u veya yaklaşık 3 milyar insan” bir şekilde çeşitli gözetim programlarıyla izleniyor.

Bunu nasıl yaptıkları ise şaşırtıcı. Örneğin, raporda İran’da “online sohbeti izleyen 42.000 kişilik bir gönüllü ordusu” olduğu belirtiliyor. Çin Komünist Partisi de veri toplayan ve “sorunlu içeriği” işaretleyen benzer bir sisteme sahip. Ayrıca Çinli Semptian firması, Aegis izleme sisteminin Çin’deki 200 milyondan fazla insanı izlemesine yardımcı olduğunu belirtti. 

İnternet özgürlüğü haritası, 2019.

Birleşik Devletler internet sansürünün olmadığı bir ülke olarak listelenmesine rağmen, rapor ABD’nin hiç de masum olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Rapor, son zamanlarda 30-35 milyon dolarlık bir bütçeyle ICE ile yeni bir anlaşma yapmayı kabul eden İsrail siber güvenlik şirketi Cellebrite’den bahsediyor . Cellebrite’ın araçları, kullanıcıların telefonlarını kolayca hacklemeyi ve her türlü veriye erişmeyi sağlıyor.

Sosyal Medya İzleme Programları Eğitimleri

Hatta ve hatta, diğer ülkeler de sosyal medyayı nasıl izleyebileceklerini öğrenmek için ABD’ye yetkililer gönderiyor.

Raporda, “Filipinli yetkililer, ABD ordusundan yeni bir sosyal medya izleme sistemi geliştirmeyi öğrenmek için Kuzey Carolina’ya gitti.” olarak bahsediliyor. İnsan hakları ihlaliyle bilinen hükümet destekli bir “terörle mücadele” birimi olan Bangladeş’in Rapid Action Battalion (RAB),  Lokasyon Bazlı Sosyal Ağ İzleme Sistemi Yazılımı‘nı öğrenmek için 2019’da ABD’ye seyahat ediyor.

Ayrıca çalışma, bu hükümetlerin tüm bu gözetleme ve “alarm uyarısı” ile toplanan verileri nasıl kullandıklarından da bahsediyor! Rapora göre, değerlendirilen 65 ülkeden 47’si, kullanıcıların siyasi, sosyal veya dini konuşmaları için tutuklandığını öne sürüyor.

Bunu yapan sadece baskıcı rejimler değil. Rapora göre İngiltere ve ABD gibi özgür ülkeler bile, ICE’nin “yönetimin göç ve silah kontrolü politikalarını protesto eden gruplar hakkında bilgi toplamak için New York’ta sosyal medyayı kullanıyor”.

Bu uygulamaların ne kadar yaygın olduğunu daha iyi anlamak için raporu kesinlikle okumaya değer. Sadece, arada evinize ne kadar uzaklıkta olduğunuzu hatırlatan, bindiğiniz otobüsün kalabalık olup olmadığını soran bir teknolojiyle yaşadığımız çağda raporu okuduktan sonra çok iyi hissetmeyi beklemeyin.