Emre Ezelli’nin dördüncü kişisel sergisi Dichotomy, 26 Eylül – 3 Ekim 2019 tarihleri arasında Viyana’da Shamante Kultur isimli kültür mekanında ziyaretçileriyle buluştu.
“Dikotomi Nedir?” ile başlayalım öncelikle. Dikotomi; ilk defa Yunan filozof Zeno tarafından kullanılan ve hareketin, matematiksel bir formülle imkansızlığını açıklamaya çalışan bir paradokstur. Bu paradoks aynı zamanda kararsızlık ve zıtlık hislerini açıklamak için de kullanılır. Bu dikotomi paradoksundan doğan sergide (dichotomy) Emre Ezelli ikilem, ayrışma ve kararsızlık konulu hikayeleri eserlerinde karakterize ediyor. Bu hikayeleri ise sanatçı, “günlük hayattaki gözlemlerim, izlenimlerim, karşılaştığım diyaloglar ve monolog bütünü” olarak tasvir ediyor.
Dichotomy‘deki eserler, daha önceki Emre Ezelli sergilerinde olduğu gibi buluntu malzemelerden vücut buluyor. Fakat sanatçı bu sefer çeşitli özelliğe sahip kağıtlarla, kitap ve dergilerden topladığı görsellerden yarattığı kolajlarla çalışıyor.
Yukarıdaki sergi arka planını özetleyen videoda görüldüğü gibi, bazı eserlerin meydana gelmesi de dikomotomiden oluşuyor. Bir diğer deyişle, Emre Ezelli farklı kaynaklardan topladığı görsellerle yaptığı kolajları belli bir süreden sonra tasarım sürecinde tekrar şekillendiriyor. Sanatçının “Birbirlerinden ne kadar uzaklaşırlarsa bir o kadar yakınlaşıyorlar” düşüncesi adeta buza basılan parmak gibi. Buz, cildimizle arasındaki ince su katmanından ısı alarak suyun tekrar donmasını sağlar. Böylece, katbekat sıcak olan cildimiz buz ile bütün haline gelir.
Hikayeler ise Emre Ezelli’nin günlük hayatındaki “farklı farklı hikayeleri olan insanlar, okuduğum kitaplardan bazı sahneler, en son gittiğim tiyatro oyunundaki oyuncu, hatta izleyicileri” gibi unsurlardan oluşuyor. Tabii bir de serginin arka planındaki ana oyuncu Diego var!
Kelimelerle betimlemeye çalıştığım Dichotomy‘e sergiden birkaç iş ile daha yakından bakalım. İlk olarak Ignore‘u[efn_note]Ignore[/efn_note] sanatçı “kafamın etrafında dönüp dolaşan soru işaretlerini ve gözlemleri görmezden gelmeye çalıştığım bir iş” olarak betimliyor. Diğer sevdiği işlerden ikisini ise şu şekilde açıklıyor: “Dirty things[efn_note]Dirty Things[/efn_note], otomobilimi servise götürüp yürüyerek dönerken aklıma gelmişti, yoldaki izlenimlerimi aktarmıştım. Next time, same time, same place[efn_note]Daily Routines[/efn_note] ise günlük rutin ve ofis hayatı üzerine”.
Viyana‘da serginin gerçekleştiği yer Shâmànté Kulturwerkstatt Weißgerberlände 22 ise sanki özenle seçilmiş gibi. Mekanın ruhu ve etkisi de Shâmànté’nin tarihi geçmişini merak etmeme neden olmuştu. Shâmànté, yüz yıldan fazla bir geçmişi sahip ve farklı kültürlerden farklı sanat dallarına ev sahipliği yapıyor.